SANAT EĞİTİMİNE ELEŞTİREL BAKIŞ

SANAT EĞİTİMİNE ELEŞTİREL BAKIŞ

SANAT EĞİTİMİNE ELEŞTİREL BAKIŞ
isimli bu dokümana git

1

TÜRKİYEDE GÜZEL SANATLAR FAKÜLTELERİ BAĞLAMINDA SANAT
EĞİTİMİNE ELEŞTİREL BAKIŞ
Yrd. Doç. Dr. Handan Tunç
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Başkanı VAN

Üniversiteler; bilimsel araştırma ve projelerleriyle uygarlığın gelişimine katkıda
bulunacak kuramsal bilginin, toplumsal yaşam alanında kullanılabilir teknolojilere
dönüşümünü sağlayacak bilgi birikiminin, üretilmesi, yayılması sorumluluğunu üstlenmek
zorundadır. Bu sorumluluğunun yanı sıra, çağın yaşam gereksinimlerine uygun disiplinlerde
nitelikli meslek insanları da yetiştirmek zorundadır. Üniversitelerin; bu sorumluluk ve
işlevlerini sağlıklı gerçekleştirebilmeleri için:

Evrensel bilim politikaları ve stratejilerinin birikimlerini dikkate alan, ulusal politika
ve stratejilerin geliştirilmesi

Ülkede özgür düşünme ve yaratma ikliminin oluşturulması

Uluslar arası ortamda bağımsız ve saygın ülke statüsü kazanımını gerçekleştirmiş
olması

Kültürel kalkınmanın önceliklerinde sağlıklı eğitim politikalarının olduğu bilincinin
yaygınlaşması

Bilimsel, sanatsal, teknolojik araştırmalara çağın koşullarına yanıt verebilecek bilgi
ekonomisi yaratılması gereklidir.

Küresel bilgi dünyasının yarattığı çağcıl sorun ve hastalıklar:

Bilgi sermayesi ve yönetimini elinde tutan, egemen güçlerin yeni sömürgeleştirme
ve bağımlılık modellerini oluşturması

Artı-değer üretiminde bilgi işçiliğine dayalı yeni ekonomi modellerinin yaratılması

Serbest piyasa koşullarında, bilgi üreticisinin satın alınması yoluyla, bilgi
sermayesinin yerkürenin belli merkezlerde toplanması ve zihin göçünün, az gelişmiş
ülkelerin giderek yoksullaşmasını sağlayacak boyulara ulaşması

Egemen kapitalist ülkelerin yönetiminde biriken bilgi sermayesinin kullanımında,
genel insanlık yararı yerine, kendi çıkarlarının gözetilmesi

2

Bilgi dağılımı ve paylaşımında, siyasal çıkarların yanında, ekonomik çıkarların
oluşturduğu kurallarla yönetilen, bilgi sermayesinden yapılacak her insani talebin,
yakın gelecekte karşılanması güç pahalı değer ödenmesini gerektirmesi

Üniversiteler; içinde bulunulan ve yakın gelecekte baş edilmesi olanaksızlaşacak, yeni
insanlık dramı karşısında çözüm üretmeyi birincil sorumluluğu olarak kabul etmelidir.
TÜKİYE’ DE YÜKSEK ÖĞRETİM SİSTEMİ İÇİNDE GÜZEL SANATLAR
FAKÜLTELERİNİN YERİ

Türkiye de Sanat Eğitimi veren üniversiteler:
1. 37 Üniversitede Güzel Sanatlar Fakültesi
2. Üniversitede Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi
3. 1 Üniversitede Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi
4. 1 Üniversitede Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi
Adlarıyla güzel sanatlar eğitiminde akademik olarak örgütlemişlerdir.
Güzel Sanatlar Eğitimi veren 41 üniversitelerden, 13 üniversite vakıf üniversitesidir.
Devlet Üniversitelerinden 5 üniversitede fakülte kuruluş aşamasında olup, henüz öğrenci
almamıştır. Üniversite bünyesinde sanat eğitimi alanında yapılaşma oldukça yakın tarihlerde
gelişmiştir. 1982 - 1984 yılları arasında 4 fakülte, öğretim verirken, 1992 - 1993 yıllarında
5 fakülte daha kurulmuş, bu sayı 1999 dan günümüze hızla artmıştır. Eğitimini sürdüren
17572 öğrenciden 7557 öğrenci vakıf üniversitelerinde kayıtlıdır. Öğretim üyesi yetiştirme
konusunda katkısı olmayan vakıf üniversiteleri, devlet üniversitelerinden daha fazla öğrenci
alıp, devlet üniversitesi kadrolarındaki öğretim kadrosunu yüksek ücretlerle fakültelerinde
çalışmaya teşvik etmektedirler. Türkiye genelinde sanatın tüm alanlarındaki öğretim üyesi
sayısı 700 civarında öğretim üyesi vardır. Sınırlı öğretim üyesi sayısı; büyük kentler ve
vakıf üniversitelerinde yoğunlaşırken, diğer üniversitelerdeki öğretim elemanlarının büyük
çoğunluğu öğretim görevlisidir. Büyük merkezler dışında yönetim görevleri ise, çoğunlukla
alan dışından öğretim üyeleri tarafından yürütülmektedir.
Türkiye’ de Güzel Sanatlar Eğitimi henüz gerçek anlamda üniversitenin organik
parçası haline gelememiştir. Üniversitelerimizin, akademik kalitede dünya üniversitelerinin
kriterleriyle

uyumlu

gelişme

göstermesini

amaçlayan

uluslararası

sözleşmeler

doğrultusunda “BOLONYA” süreçleriyle geliştirdikleri stratejik planlarında, güzel sanatlar
fakültelerine ilişkin tasarımlar son derece sınırlıdır. Aynı ilgisizlik, Yüksek Öğretim

3

Kurulunun Stratejik Planında da izlenmektedir. Üniversitelerin akademik kalite geliştirme
ve strateji komisyonlarında güzel sanatlar fakülteleri öğretim üyelerinin yer almadığını
izlenmektedir.
Üniversitelerimizin; bilim politikaları paralelinde sanat politikaları geliştirmekte
kendilerini sorumlu saymadıkları gibi, sanat bilimleri alanlarının akademik örgütlenmesi
konusunda üniversal bir bilinç oluşturamadıkları söylenebilir.
Yaygın olarak: güzel sanatlar fakültelerinin üniversitelerin kültürel ortamlarını
estetsize etmenin dışında bilimsel işlevleriyle algılanmadığı için, üniversite yatırımlarından
yararlanma oranları da çok düşüktür.
Öğrenci seçme sisteminin, “ Özel Yetenek Sınavı” biçiminde yapılması, bu
fakültelerin kamuoyunda, hiçbir bölümde yer bulamamış düşük puanlı öğrencilerin eğitim
alanı olarak algılanmasına neden olmuştur.
Köklü bir sanat eğitimi reformuna gereksinim duyulan Türkiye üniversitelerinin
önündeki en büyük engel sanatın gerekliliğinin toplumsal kabulünün yaygınlaşamaması ve
sanatçı kimliğinin aydın kimliğinden giderek uzaklaşmasıdır.

GÜZEL SANATLAR FAKÜLTELERİNİN GELİŞİMİ ÖNÜNDEKİ ENGELLER

Devletin sanat eğitimine yeterli önem ve desteği vermemesi.

Devletin ve ilgili kurumlarının kadro sağlamada Güzel Sanatlar Fakültelerini
öncelememesi.

Ülkemizin sosyo–kültürel yapısında sanata karşı yeterli ilgi ve desteğin
gelişmemiş olması. Bu durumun giderek olumsuza doğru değişmesi.

Yüksek Öğretim Kurumu ve üniversite yönetimlerinin güzel sanatlar
fakültelerini bilimsel boyutları ile algılamakta yetersiz kalması.

Kültür politikaları geliştirmede önemli rol oynayacak fikir ve projelerin politik
söylemler olarak kabul edilmesi.

Genel anlamı ile sanatın eğlence, hobi ve sosyal etkinlikler dizini olarak
algılanması.

Oldukça kapsamlı araştırma gerektiren sanat stratejilerinin belirlenmesinde ciddi
bilimsel çalışmalar yapılmadan, fakülte kadrosundaki elemanların dünya
görüşleri ile sınırlı, program ve eğitim stratejilerinin seçilmesi.

4

Sanatsal üretimlerin, ekonomik geri dönüşlerinin kurum için anlamlı ve somut
bir girdi olarak kabul görmemesi

Akademik yükseltme kriterlerinin belirlenmesinde sanatsal üretimin öznel
koşullarının dikkate alınamaması.

Avrupa Merkezli Bilim Politikaların ülke politikası olarak benimsenmesinden
doğabilecek, kültürel sömürü ve özgünlüğün yitirilmesi gibi problemlerin
boyutları

ve alınabilecek önlemler

hakkında üniversitelerin sorumluluk

duymamaları.

UYGAR DÜNYANIN GEREKSİNİMLERİNE YANIT VEREBİLECEK ÜLKEMİZ
GÜZEL SANATLAR FAKÜLTELERİNİN MİSYONU ve VİZYONU:
Güzel sanatlar fakülteleri, geleceğin gereksinimlerini ve ülke koşullarını dikkate
alan, yoğun bilimsel çalışma ve tartışma

verileriyle, sürdürülebilir gerçekçi olarak

misyonlarını belirlemeleri gerekir. Örneğin Yüzüncü Yıl Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi, misyonunu şöyle belirlemiştir:
SANATIN VE BİLİMİN BÜTÜN DİSİPLİNLERİNİN ÜRETTİĞİ BİLGİ
BİRİKİMİNİN VERİLERİNE DUYARLI, ÜLKENİN VE DÜNYANIN
KÜLTÜREL YOKSULLAŞMASINA ÇÖZÜM ARAYAN, SANATSAL
BİLGİ SİYASALARI GELİŞTİYMEYE YÖNELİK BİLİMSEL VE
SANATSAL ÇALIŞMALARI ÖNCELEYEN, SANATIN HÜMANİST
GÜCÜ KONUSUNDA KAMUOYUNU BİLGİLENDİREN, SANAT
YOLUYLA KÜRESEL HASTALIKLARLA SAVAŞMANIN ULUSAL VE
EVRENSEL
ÖLÇEKTE
YOLLARINI
ARAYAN,
SANATIN
METALAŞMASINA DEĞİL, İNSANLIĞIN ORTAK DEĞERİ OLMASINA
HİZMET EDEN YARATICI, ARAŞTIRICI, GENÇ KUŞAK YETİŞTİRMEK
YYÜ Güzel Sanatlar Fakültesi, misyonunu gerçekleştirebilmeye uygun akademik
iklimi yaratabilmek üzere şu vizyonla çabalarını sürdürme gereksinimi olduğuna inanmıştır:
REKABETÇİ SANAT VE BİLGİ POLİTİKALARININ TARAFI
OLMADAN, DÜŞÜNSEL YOĞUNLUĞU ÖNCELEYEN KURAMSAL
KAPSAMLI SANAT BİLİMLERİNİN ETKİNLİĞİNİ İNSANLIK
YARARINA ARTIRACAK,
ELEŞTİREL DÜŞÜNCE ÜRETİMİNDE
AKTİF, GELENEKSEL AKADEMİK TUTUCULUKLARDAN ARINMIŞ,

5

ÇALIŞMALARIYLA ULUSLAR ARASI ÖLÇEKTE TARAFTAR BULMA
GÜCÜ OLAN, ARAŞTIRMA VE EĞİTİM ORTAMI OLUŞTURMAK
Kuşkusuz ülkemizdeki bütün güzel sanatlar fakültelerinin araştırmaları ve
deneyimleriyle açıklayabileceği misyon ve vizyonları olacaktır. Ancak Yüksek Öğretim
Kurumumu’ nun bu konuda bir konsensüse

ulaşmak için ciddi bir çalışma yapması

gerekliliği açıktır.
Güzel sanatlar fakülteleri:

Bilimsellik,

Evrensellik,

Toplumsal Yararlılık ,

Çağdaşlık ,

Yenilikçilik ve Yaratıcılık ,

Katılımcılık,

Güvenilirlik ,

 Saydamlık, değerlerinden ödün vermeden;
SANATIN VE SANATÇININ EVRENSEL SORUMLULUKLARINI KABULEDEN ANLAYIŞLA;

Eğitimde kaliteyi gözeten,

Araştırmacılığı teşvik eden,

Akademik liyakat ve başarıya önem veren,

Sanatsal ve bilimsel etikten ödün vermeyen

Evrensel değerlere ve insan haklarına saygılı olan,

Çevreye duyarlı olan,

Sanatçıya sahip çıkan,

Entelektüel sorumluluğunu sanat piyasası karşısında koruyabilme

ilkelerini geliştirerek Eğitim-Öğretim, yöntem ve programlarını güncellemelidir.

6

SONUÇ
Teknolojinin ortaya koyduğu global bilgi olgusu karşısında kayıtsız kalamayan
sanatçı ve sanat eğitimcisi bir taraftan bu sürecin şaşkınlığını yaşarken, diğer taraftan da
değişimi anlamaya ve kendine yeni bir kimlik edinmeye çalışmaktadır. Bilgi ve teknolojinin
sürekli çoğaldığı bir ortamda sanatçı, kendini tekrar eden yapıtlardan, geleneksel
yöntemlerden uzaklaşarak, değişik alanların ifade olanaklarını kullanmaya yönelmektedir.
Çağın dinamikleri karşısında ayakta durabilecek, yaratıcı, bilinçli ve duyarlı
bireyleri yetiştirmekle sorumlu olan üniversitelerin ve güzel sanatlar fakültelerinin hızlı
toplumsal ve kültürel değişimlerle baş edebilmeleri, ancak bireylerin bağımsız öğrenme
becerilerini, kendi kendilerine öğrenme yeteneklerini geliştirmekte yeni etkili eğitim
yöntemlerini uygulamalarına bağlıdır. Bilimde olduğu gibi sanatsal alanda da yeni buluşlar,
alternatif yaklaşımlar, yeni değerlendirmeler yapılabilmeli, demokratik bir tartışma ortamı
yaratılabilmelidir. Sanat eğitimi, bireyin içinde yaşadığı dünyayı algılamasında, topluma ve
olaylara duyarlı olmasında son derece önemli bir rol üstlenmektedir. Sanatın, toplumsal ve
kültürel yaşamda kendine güvenen, katılımcı, sorumluluk sahibi, üretken kişiliklerin
oluşumuna katkı sağladığına olan inancı haklı çıkaracak Sanat Eğitimi; bilgi teknolojilerini
kullanan, çağın değişen koşullarına ayak uydurmasını bilen, ulusal ve evrensel yaşamda
etkin katılımın nasıl sağlanacağını çözebilme yetisine sahip sanatçı ve sanat bilimcilerinin
yetiştirilmesiyle

olasıdır. Sanat eğitiminin kazanımı, sadece estetik kaygılar taşıyan,

görselliğe ve biçimselliğe öncelik tanıyan yapıtlar üretilmesini sağlamak değil, çok anlamlı
okumaları gerektiren, algılama sınırlarını zorlayan yapıtlar ortaya koyulabilmesi için gerekli
koşulları sağlayabilmek olmalıdır. Sınırsız- sonsuz sayıda üretilebilir, genişletilebilir
kavramların

biçimlendirilmesinde

yeni

ifade

olanakları

kullanılmasına

zemin

hazırlayabilmelidir. Herhangi bir madde ya da alanla sınırlandırılmaksızın kendini ifade
edebilen birey, yaratım isteklerine cevap verebilecek alanı, disiplini, madde ya da biçimi
kendisi belirleyebilmelidir. Düşüncelerin gerçekleştirilmesinde herhangi bir sınırlama
getirilmemelidir.

Geleneksel

sanat

eğitim

anlayışına

alternatif

yaklaşımlar

geliştirilebilmelidir.

7

Özellikle insanı yüceltme ve erdem sahibi yapma işlevi olan sanatçıların, insanı
dışlayan, insanı aşağılayan küresel kirlenme karşısında duruşlarını koruyabilmeleri
önemlidir. İnsanın kirletilmesi, sanatın ve sanatçının kirletilmesinden ayrı düşünülemez.

8

Etiketler: handan tunc SANAT EĞİTİMİNE ELEŞTİREL BAKIŞ