GÜLÜNCÜN YAPIM
YÖNTEMLERİNDE,
KOLEKTİF AKLIN KULLANIMI
ÜZERİNE
BİR DENEME
HANDAN TUNÇ
ESPİRİ YETENEĞİ OLAN BİR İNSAN;
KENDİSİNİ KISITLAYAN HİÇBİR
YAPTIRIMLA BÜTÜNÜYLE BASKI
ALTINDA TUTULAMAZ.
GÜLEBİLME YETENEĞİ BİR YÖNÜYLE
ONU EYLEM OLARAK DEĞİLSE BİLE
DÜŞÜNCE OLARAK ÖZGÜRLÜĞÜNÜ
KORUMASINI SAĞLAYACAKTIR.
Mizah, toplumsal sevinçlerin dışa vuruluş şekli
olarak göze çarpsa da ilk toplu eğlencelerde ve
mizah örneklerinde değişmeyen bir çatı
gözlenmektedir.
Hititlerde Purilli ayinleri, Eski Yunan’da Dionysos
şenlikleri mizah içeren eğlencelerdir.
Eski toplumlarda iyi ile kötü sürekli çatışma
halindedir.
İyinin sonunda kötüyü yenmesinden dolayı
eğlenceler düzenlenmiştir. Kötü güçlerin insanlar
üzerindeki bıraktığı yılgınlık ve korkunun yerini,
olumsuz durum ortadan kalkınca mizah almıştır.
Mizah, kötünün taklidini yaparak neşe sağlamıştır.
Örneğin, kötü olarak sembolize edilen yılana şarap
içirilerek onun şişmesi sağlanır ve böylelikle yılanın
deliğine girememesi, mizahı oluştururdu. İnsanlar bunu
dinleyerek başarılarını eğlenerek kutlarlar, bağımsız ve
güvende olduklarını düşünürlerdi.
Anadolu’da da buna benzer hikâyeler anlatılmış ve
nesilden nesile aktarılmıştır. Farenin kilerde çok peynir
yiyerek şişmanlaması ve deliğine girememesi, ev
sahibinin onu yakalaması fıkraya dönüşmüş, binlerce yıl
unutulmamıştır.
20. yy.’ ın ortalarına kadar mizah; bilgi verme, ikna
etme, öğretme ve başarılı olmayla ilintilendirilmiştir.
Ayrıca kişiler arası iletişimde başarılı olmada etkili
olduğu savunulmuştur.
İlk insanlar muhtemelen düşmanları veya çatıştıkları
kişilerin farklılık, zayıf yönleri ve çirkinlikleriyle
eğlenmişler, alay ve taklit etmişlerdir. Buradan da bu
insanların ilk gülüşlerinin sözsüz, mimiklere dayalı ve
taklitle oluştuğu düşünülmektedir.
Yeni teknolojiler gelişerek toplumsal ilişkileri de
değiştirmeye başlamıştı ve modern eğlence kültürleri
üzerinde belirleyici bir etki oluşturmuşlardı. İkinci Dünya
Savaşı sıralarında eğlence fırsatları ortaya çıkaran radyo
ve televizyonun eğlence kalıpları üzerindeki
etkisi büyük olmuştur.
Savaş sonrası dönemde ise televizyon başlıca ev
eğlencesi olarak radyonun yerini almıştır. Bunda
şüphesiz görüntünün de etkisi büyüktür. İnsanlar
radyoda konuşulanları hayal güçleriyle canlandırırken,
televizyon sese görüntüyü de ekleyerek olayları olduğu
gibi vermeye başlamıştır. Kitleler, böylece iletişim
araçlarında yalnızca sesli mizahı değil,
görüntüsel mizahı da tanımışlardır.
HAYAT SÜREÇTİR, SANAT İSE
TASARIM
MİZAH ELEŞTİREL AMAÇLIDIR. BİR
NEDENE BAĞLI OLARAK ORTAYA ÇIKAR.
NEDENİ KENDİNDE DE BULUNABİLİR
(ENTELLEKİA).
GÜLÜNÇ OLANA GÜLÜNÜR. MİZAH
GÜLÜNÇ DEĞİLDİR. MİZAH CİDDİ BİR
İŞTİR.
MİZAH BİR TEPKİ VE ELEŞTİRİ BİÇİMİDİR.
GÜLÜNÇ İSE BİR KALIPTIR, BİR
TEKRARDIR, TASARIM İŞİDİR.
HAYAT VE MİZAHIN ORTAK
YANLARI
HER İKİSİ DE KENDİLİĞİNDENDİR.
KURAL DIŞIDIR, ŞAŞIRTICIDIR,
TEKRARLANAMAZ.
MİZAH
KOMEDİ VE SANATIN ORTAK
YANLARI
HER İKİSİDE TASARIMLAMADIR.
KURALA BAĞLANABİLİR,
ŞAŞIRTICIDIRLAR, TEKRARLANABİLİR.
MİZAH VE SANATIN ORTAK
YANLARI
HAYAT
GÜLÜNÇ
HER İKİSİDE İLKELİDİR, ELEŞTİRİCİDİR,
ÖZELEŞTİRİ YAPAR, ÇEVRESİNE
TEPEDEN BAKAR AMA MÜŞVİKTİR.
KOMEDİ İLE HAYATIN ORTAK
YANLARI
HER İKİSİDE İLKESİZDİR. HİZMET
VERME HEVESLİSİ VE YARANMA
ESASLIDIR.
KOMEDİ
SANAT
ESPİRİLİ
ADAM
HAYAT
KOMİK
İNSAN
GÜLÜŞ
KOMEDİ
MİZAH
AKILCI
REFLEKS
DOĞAL
ACI
KOMED
YEN
SANAT
MİZAH
YAZARI
GÜLMECE KOMİKTEN AYRILMASI GEREKİR
• HUMOR: GÜLMECE, MİZAH
• COMİC: GÜLÜNÇ, GÜLDÜRÜ, KOMİK
• MİZAHIN AMACI GÜLDÜRÜRKEN SORGULAMA
YAPMAYA YÖNLENDİRMEKTİR.
• İÇİNDE GÜLME ÖĞESİ BULUNMAYAN HİÇBİR ŞEY
MİZAHIN KAPSAMINA GİRMEZ. FAKAT MİZAHIN TEK
ÖZELLİĞİ GÜLDÜRME DEĞİLDİR.
• MİZAHLA KOMİĞİ AYNI KABA KOYMAK BİZİ YANLIŞ
SEÇİME GÖTÜRÜR. MİZAHA DAYALI GÜLDÜRMEDEN
SÖZ EDİYORSAK, İŞİN İÇİNDE KARŞITLARI ORTAYA
KOYMAK, SORGULAMA YAPMAYA ZORLAMAK GİBİ
KAVRAMLARDAN YOLA ÇIKARIZ. BASİT BİR GÜLDÜRME
AMAÇLANMAZ
Mizah duygusu, hayatın komik ve anlamsız taraflarına
ilişkin değerlendirme yetisidir. İyi geliştirilmiş bir mizah
değerlendirmesi için yaratıcı ustalığa sahip olunması
gereklidir.
Mizah, beğeniyi ve sorun çözmenin vereceği hazzı
insanlara vermektedir.
Ironi : Söylenenin tam tersinin kastedildiği ifadedir.
söylenen ya da yapılan eylem, ciddi görüntüsü altında,
karşıt söylenceyi ya da eylemi, çelişki noktasına çekmeyi
hedefler. Mizahtan farkı olarak, ironi daha eleştirel yaklaşır.
ironi mimik, jest ve tonlama ile söylemek istenenin altını,
dolaylı çizer.
Kara mizah ise komedi ve hicvin alt türlerinden biridir. Kara
mizah yöntem olarak ironiyi kullanır. Yani ironi kara
mizahın yöntemlerinden biridir.
Mizah, bilgiyi işlemeyi
getirir çünkü komik şeyi
doğru zamanda
söylemek ve doğru bir
şekilde sunmak akıl
becerisi gerektirir’
Schweitzer’e göre iyi
şaka yapabilmek
için empati ve zeka
gerekiyor. Ayrıca
başkalarının neye
güleceğini bilmek
demek farkındalık
ve yüksek gözlem gücü
demek.
Bir espriyi anlamak için gerekenler
• Zihinsel olarak esprinin mantığını betimleyebilmeniz,
• Esprinin çeşitli yorumlamalarını düşünerek tutarsızlığı tespit
edebilmeniz,
• Gerçek ve komik olmayan yorumlamayı engelleyip, komik olanın
anlamını takdir ederek tutarsızlığı çözebilmeniz gerekmektedir.
Komiklik, en az iki aykırı şemanın birleşiminden
meydana gelen öznel bir deneyimdir.
Sözlü esprilerde, ikinci şema genellikle en sonda,
esprinin can alıcı noktasında, harekete geçirilir.
KADINLAR, HOMOSEKSÜELLER, KÖYLÜLER,
ÇİNGENELER, YAHUDİLER, SİYAHİLER, FİZİKSEL
GÖRÜNÜMÜ FARKLI OLANLAR, KENT KÜLTÜRÜNE
YETERİNCE ASİMİLE OLAMAMIŞ GÖÇMENLER, SOSYOEKONOMİK DÜZEYLERİ DÜŞÜK OLAN GRUPLAR,
«NORMATİF» OLANIN GÖZÜNDE KOLAYCA EĞLENCE
KONUSU OLMUŞLARDIR.
MİZAH YOLUYLA «BEN» İN ÖTEKİ İLE ARASINDAKİ
FARK DEFALARCA TEKRARLANARAK ALTI ÇİZİLMİŞ
İŞARETLENMİŞTİR.
SALDIRGAN VE ZALİMCE OLABİLEN ŞAKALAŞMA
BİÇİMİNDE DE ŞAKAYI YAPANIN, KENDİ YERİNİ
ve «BEN» İN SINIRLARINI SAĞLAMLAŞTIRMA
MOTİVASYONU GÜÇLÜDÜR.
EĞLENCELİ BULUP GÜLDÜĞÜMÜZ MİZAHIN
ÖNEMLİ BİR KISMI FARKINDA OLARAK YA DA
OLMAYARAK; AYRIMCI, TOPLUMDAKİ BELLİ
KESİMLERİ DIŞLAYICI, HATTA ONLARIN
İTİBARINI ZEDELEYİCİ BİR ÇOK İÇERİK
TAŞIYABİLMEKTEDİR.
Wilson'a Göre; şaka güçlü bir muhafazakardır. Şakanın
etkisi toplumda egemen olan ideolojiyi, gücü, statüyü,
ahlaki anlayışını, değerlerini çoğunlukla
destekleyici niteliktedir.
Mizahın önemli bir kısmı toplumsal önyargıları
tekrarlayan, alışıldık yargılara dayalı basmakalıp tipler
üreten ve toplumsal eşitsizlikleri bir şekilde
meşrulaştıran örnekler içermektedir. Bu bakımdan
mizah ile ayrımcı dil pratikleri arasında
bir ilişki olduğu açıktır.
Gülünç bulunanın normatif olanın dışına atılmasıyla
aslında dolaylı olarak normatifliğin sınırları da kurulur;
normatif alanı işgal eden ise çoğunlukla imtiyazlı, alay
edilmesi daha zor olan kişi ve gruplardan oluşur.
Thomas Hobbes,
gülmeyi iktidar ile ilişkilendirmiş, gülmenin
kökeni ve amacını toplumsal rekabete
dayandırmıştır; ona göre gülme tutkusu ya
başkalarının zayıflıklarına veya bir zamanlar
sahip olduğumuz düşük konumumuza karşı
üstünlük iddiasında bulunmaktan başka
bir şey değildir.
Tespih olmuşsun güzelim; herkesin
elinde şak şaklardasın.
Dün gece seni anlattım yıldızlara,
kafana takma ona da kayacağız
dediler.
Var ya sen hiç gol atamazsın. Niye?
Tipin ofsayt.
Hiç terlemeyen devlet memuruna
ne denir? Noter.
Karadenizlinin birisi bara gitmiş.
“Barmen bey” demiş “Limonsuz
tekila” Barmen: “Beyefendi
limonsuz kalmadı kusura bakmayın,
portakalsız versek olur mu?”
• 1) zamanlama ve alaka düzeyi; 2) bilişsel düzey uyuşmazlık, saçmalık ve sürpriz; ve 3) eğlence
seviyesi - izleyici, tonlama ve beden dili ile
iletişim.
• 1) tanıdık esprileri anlatır; 2) durumları ve
tartışmalardan doğaçlama; 3) öğrencilerin
esprilerine ve mizahlarına güler; 4) komik
durumlar hakkında öğrencilerle gülüyor; ve 5)
karakter taklit eder. Yalnızca 2., 3. ve 5. öğelerde
seçilenler mizah yaratıcıları olarak kabul edildi.
• Esprili kişiler daha akıllı, arkadaş canlısı, hayal
gücü geniş ve hatta diğerlerine oranla daha
çekici ve duygusal olarak dengede görülüyor
(Sprecher ve Regan 2002). Mizahın arkadaş,
flört ve eş seçimlerinde önemli rol oynadığını
gösteren araştırmalar da var (Martin 2007;
Provine 2000). Sosyal faydalarının yanı sıra
mizah, dikkat çekmek ve akılda kalmak için iyi
bir uyarıcı